Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan’ın sorularını yanıtlayan Şenol Güneş, ülke futbolunun en büyük sorunlarından biri olan zeminler konusunun kulüplere bırakılmaması gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili fikirlerini TFF Başkanı ile de paylaştığını bildiren Güneş “ Bu işi kulüplere bırakmadan çözmek lazım. Standart bir zemin yapımı, onarımı yapılır. 500 bin euro mu, 1 milyon euro mu…Neyse parası kulüplerden sezon sonunda kesersin. Sahası olmayanı da lige almam! Kulüplere niye bırakıyorsun bu işi?” şeklinde konuştu.
2002 Dünya Kupası’nda takım ve teknik heyet olarak yalnız olduklarını ifade eden Şenol Güneş, bugünse ülkenin kendilerine daha çok sahip çıktıklarının altını çizdi. Hayalinin nesil eğitmek, oyuncu üretmek olduğunu belirten Güneş ‘rakamlar vereyim! Ülkemizde 25-30 kişiye milli davet gönderebiliyoruz. Hollanda’da Norveç’te bu rakamlar 200’lerde. Oyuncu üretmemiz gerekiyor. Futbol kentleri, futbol fabrikaları kurmamız lazım. En güzel miras, Dünya Kupası’na katılmamızdır. Bunu da hep birlikte yapacağız. Turnuvalara sürekli katılımı çok önemsiyorum. Benim tek başıma yapabileceğim bir şey değil bu! Medya da, oyuncular da, hocalar da herkes… Bu ümide katkı vermeli” dedi.
Oyuncu ihracatımızın artması gerektiğini ifade eden A milli takımımızın teknik direktörü, giden oyuncuların başarılarının buradaki oyuncuların iştahını arttırdığını söyledi.
Şenol Güneş, kimsenin ülkede oynanan futbola bakmadığını, futbol keyfinin ön plana çıkması gerektiğini, kasıtlı zaman geçiren oyunculara hakemlerin izin vermemesi gerektiğini bildirdi.
Yaratıcılığın özgürlükten geldiğini bildiren Şenol Güneş, 2010-11 sezonunda Colman-Selçuk orta sahasının 6 numarasız oynadığı yönündeki bir soru üzerine de… ‘Özgür düşünmeli, yaratıcı olmalı. Selçuk daha önde oynuyordu, onu biraz geriye aldım. Colman ise oyun kurucu idi. Onları yanyana koydum. Ama onları tamamlayan defans, bekler, hücum… Bunlar hepsi bütünün parçaları. Blok uyumu, tek pas, yön değiştirme, hızlı oyun, bugün geçiş dedikleri… Biz bunun reklamını fazla yapmadık. Zaten kimse de bunun aynını yapmasın biz yapıyoruz diye. Oyun gelişmeli. Beşiktaş’ta Atiba, Oğuzhan, Sosa ile önde Gomez ile başka bir iş yaptık. Bunlar yeknesak işler değildi: takıma oyuncu niteliğine göre değişir!’ dedi.
Şenol Güneş, Terim ve Denizli gibi önemli hocalara yöneltilen ‘hoca yetiştirmiyorlar’ eleştirileri üzerine sorulan bir soruya ise şu yanıtı verdi…
“Herkesin herkese katkısı vardır. Birine ters dönersin, o da katkıdır. Onun aldığı derse göre o da katkı sayılır. Ben futbolcu olurken hiç eğitim almadım. Antrenör olurken herkesten bir şeyler aldım. Almasını bilen herkesten alır. Bugün TFF’de eğitici eğitiyoruz. Kimse de Şenol Güneş olmasın zaten! Fatih de olmasın kimse Mustafa da… Herkes kendisi olsun, özgür düşünsün yaratıcı olsun. Bizi de geçsinler, Mourinho’yu geçsinler. Ama kendisi olsunlar!”