''Sabah uyandığımda Fenerbahçe ile anlaştığımı öğrendim''
Eski Fenerbahçe’li futbolcu Gökhan Emreciksin, Lig Radyo’da Gün Ortası programında Merih Önal’ın konuğu oldu.
“SABAH UYANDIĞIMDA FENERBAHÇE İLE ANLAŞTIĞIMI ÖĞRENDİM”
Bir sabah uyandığımda telefonuma baktım ve bir çok arama ve mesaj gördüm. Bir baktım; Fenerbahçe’ye transferim gerçekleşmiş. İnanın bu durumdan benim hiç haberim yoktu. Çünkü ben hiç görüşme yapmadım. Ozaman ki menajerim Metin Korkmaz, transferi bitirmiş. O dönem Beşiktaş ile görüşüyorduk fakat Fenerbahçe ile ilgili hiç bilgim yoktu. Transfer olduktan sonra ilk Ali Koç ile konuştuk.
“ERMAN TOROĞLU…”
Ben, İstanbul’da doğdum büyüdüm. Ancak insanlar beni Doğu’dan yana Anadolu’dan geldiğimi düşündü. Benim evim Florya’daydı. Erman Toroğlu, beni evimin çevresinde bir kafe de gördü ve Gökhan Emreciksin’in Florya’da ne işi var dedi. O zamanlar medya çok fazla üstüme geliyordu. Ben konuşmamayı tercih ediyordum.
“FENERBAHÇE’DEN KİMSE AYRIL DEMEDİ”
Fenerbahçe’den ayrıldığım dönemde Aziz başkan dahil olmak üzere hiç kimse bana ayrıl demedi. Oyuncu transferleri için takasta Burak Yılmaz ile adımız geçiyordu. Ben, o dönem sportif direktör olan Aykut hocayı aradım. Kendisi bu sezon oynayacağımı ve Aragones’in benim için şans olduğunu çünkü gençlere değer verdiğini belirtti.
“METİN KORKMAZ…”
Fenerbahçe’ye geldiğim dönem o zaman menajerliğimi yapan Metin Korkmaz, o kadar kötü bir sözleşme hazırlamış ki sadece kendi menfaatini düşünmüş. Takımda en kötü oynayan 1 Milyon Euro – 1 Milyon Dolar’a oynarken benim aldığım ücret sadece 150 Bin TL’idi. Hazırlanan o sözleşmeyle birlikte benim Fenerbahçe’de oynamamı gerektiren bir durum yoktu. Kendisi ise benim aldığım ücretin 2 yada 3 katını 2008 yılında aldı. Futbol kariyerimin geriye gitmesinin en büyük nedenlerinden birisi Metin Korkmaz’dır.
“ANKARAGÜCÜNE 450 BİN TL ALACAĞIMI BIRAKTIM”
Ankaragücü eski başkanı Cemal Aydın, artık Fenerbahçe’ye transfer oldun 450 Bin TL’ye ihtiyacın mı var dedi. Bende size seviyorum başkanım bana sahip çıktınız dedim ve alacaklarımdan vazgeçtim. Menajerim Metin Korkmaz’da zaten bundan sonra böyle bir şeye ihtiyacın olmayacak dedi.
“150 BİN TL’Yİ GÖRÜNCE…”
Hesabıma yatan 150 Bin TL’yi görünce direkt Ali Koç’u aradım. Bu neyin parası başkanım siz nasıl bir pazarlık yaptınız dedim. Kendisi, menajerimle bu şekilde anlaştıklarını belirtti. 2008 yılında Metin Korkmaz’a yatan para ise 300 Bin TL hatta belki de daha fazla.
“EMRE BELÖZOĞLU ODA ARKADAŞIMDI”
Aziz başkan, beni transfer ederken Emre Belezoğlu’na sormuş. Sağ olsun, Emre ağabey de alalım başkanım buradan Avrupa’ya transfer yapar demiş. Transfer gerçekleştikten sonra ise Aziz başkan beni kendisine teslim etti.
“EMRE BELÖZOĞLU…”
Emre ağabey’in sahada yaptıklarıyla dışarıda ki Emre Belözoğlu arasında uçurum var. Dışarıda o kadar mütevazi ve iyi bir insan ki ancak bunu kendisiyle yaşamak ve görmek gerekiyor. Saha içerisinde ise kendisini kaybediyor. Takımdan ayrıldıktan sonra beni 4 kere aradı ve oğlum bak ayrılma bir daha böyle kulüp bulamazsın dedi. Ayrıldıktan sonra, Kayserispor – Fenerbahçe maçında kendisine bir omuz attım benimle 2-3 sene konuşmadı. Saha içerisinde gerçekten bambaşka birisi. Geçtiğimiz sezon futbol oynamaya devam etmek istiyordu. Ancak herhalde Ali başkan devam ettirmedi. Teknik direktörlük tarafında da oldukça başarılı olacağına inanıyorum.
“VOLKAN DEMİREL…”
Volkan Demirel, hep kendi halindeydi ve sürekli konuşmazdık. Diğer oyuncularla olduğumuz gibi değildik. Yine de çok net bir şekilde yüreği ve kaleciliği mükemmel bir insan diyebilirim. Ancak bana arada sırada acaba havalı mı? nedir? diye düşündürmüşlüğü vardır.
“KULÜP ÇALIŞANLARI ROBERTO CARLOS’U ÇOK SEVERDİ”
Ben hayatımda Roberto Carlos kadar mütevazi bir insan görmedim. Ne parayla ne pulla hiç bir işi olmayan bir futbolcuydu. Diğer yabancılar primleri kovalardı ama Carlos, aldığı primleri hatta yetmediğinde bile cebinden çıkartır çalışanlara dağıtırdı. Kulüp çalışanları kendisini çok severdi. Benimle de sürekli arabayla yarış yapmak isterdi. Roberto Carlos ile futbol oynamak büyük bir onur.
“LUGANO…”
Lugano, aldığı suyu bile deftere yazardı. Para harcamaz ve cimrilikte üzerine yoktu.
“ALEX DE SOUZA…”
Yetenek olarak Alex’i anlatmaya gerek bile yok. Ayağına top geldiğinde nefes alıp rahatlıyorduk. Gençlerbirliği maçında oyuna sonradan girdim ve bir yere koşu yapmam gerekiyordu. Fakat bu topu buraya atamaz dedim. O attı ama ben koşmadım. Aklından geçen her yere o topu bir şekilde gönderiyordu. Ben transfer olduktan sonra Fenerbahçe ile karşılaştığız bir maç öncesinde tüm oyuncular uzaktan el kaldırıp selam verdi. Kaptan, oturduğu yerden yanıma kadar gelip; nasılsın? İyi misin diye sordu ve sohbet ettik. O yaptığı hareketi hayatım boyunca unutmam.
“DANIEL GUIZA GECE HAYATINA ÇOK DÜŞKÜNDÜ”
Daniel Güiza, geldiği kulüpte aldığı ücret ile burada aldığı para farkının 10 kat olduğunu söylerdi. İstanbul’u çok sevdiğini belirtirdi. Güiza ile birlikte en çok gece kulübüne çıkan bendim. Kendisi gece hayatına düşkün olduğu için eve sabaha karşı giriyordu. Sabah fotoğraf çektirmeye gelen insanlar, yanından kaçıyordu. Bizde kendisini çok uyarmamıza rağmen çok dinlemezdi. Futbola kendisini verdiğini söylemek çok zor. Hatta direkt gece kulübünden antrenmana geldiği zamanları hatırlıyorum. Sıkıntılı performans göstermesinin sebebi; kendisine bakmaması ve haliyle gerçekleşen güçsüzlük.
“GUIZA İLE ARAGONES YUMRUK YUMRUĞA GELDİ”
Bir maçta Güiza oyuna sonradan girdi ve hiçbir varlık gösteremedi. Soyunma odasında Aragones ile yumruk yumruğa kavga edecek duruma gelmişlerdi.